Çoğu Avrupa ülkesinden farklı olarak Finlandiya cumhurbaşkanı, özellikle Amerika Birleşik Devletleri, Rusya ve Çin gibi Avrupa Birliği dışındaki ülkelerle ilişkilerde , “dış politika ve güvenlik politikasının formüle edilmesinde yürütme” yetkisine sahip olma farkıyla karşımıza çıkar.
Helsinki Üniversitesi’nde dünya siyaseti profesörü Teivo Teivainen, “Açıkçası, başkanın asıl görevi dış politikaya yön vermektir” dedi.
Finlandiya’da 4,5 milyon Fin, altısı erkek ve üçü kadın olmak üzere dokuz aday arasından Finlandiya’nın yeni devlet başkanını seçecek.
Son anketler, 55 yaşındaki eski Başbakan Alexander Stubb ile 65 yaşındaki eski Dışişleri Bakanı Pekka Haavisto’nun Pazar günkü ilk tur oylamanın en büyük adayları olduğunu gösteriyor. Hiçbir adayın yüzde 50’den fazla oy alması beklenmiyor, bu da yarışı Şubat ayında ikinci tura sürükleyecek.
Finlandiya hükümetine 2014-2015 yılları arasında başkanlık eden Stubb ve üçüncü kez göreve aday olan Haavisto’nun oyların %23 ila %27’sini toplayacağı tahmin ediliyor. Onu Parlamento sözcüsü ve aşırı sağcı politikacı Jussi takip ediyor. Yaklaşık %18 ile Halla-aho. Bank of Finland yöneticisi Olli Rehn’in oyların yaklaşık %14’ünü alması bekleniyordu.
Haritaya kısa bir bakış atıldığında, 5,6 milyon nüfuslu bu Kuzey Avrupa ülkesinde dış politika ve güvenlik politikası konularının neden önemli siyasi temalar olduğunu gösteriyor: Finlandiya, Rusya ile 1.340 kilometrelik (832 mil) bir sınırı paylaşıyor.
Televizyon ve medyada yer alan aday tartışmaları büyük ölçüde Finlandiya’nın NATO üyesi olarak yeni rolüne, komşu Rusya’daki duruma ve bunun Finlandiya’nın güvenliği üzerindeki etkilerine odaklandı. Finlandiya’nın Kiev’e Avrupa’nın en büyük askeri ve insani yardım sağlayıcıları arasında yer aldığı Ukrayna’daki savaş ve İsrail’in Orta Doğu’da Hamas’la savaşı da yarışta kilit konular olarak ortaya çıktı.
Profesör Teivainen, devlet başkanının Finlandiya’daki genel etkisinin, NATO üyeliği ve son yıllarda güvenlik konularının artan önemi nedeniyle, özellikle de Rusya’nın Finleri derinden etkileyen Ukrayna’yı işgal etmesi nedeniyle güçlendiğini söyledi.
İkinci Dünya Savaşı’nın sona ermesinden bu yana Moskova ile pragmatik ve dostane ilişkileri garanti eden on yıllardır süren askeri bağlantısızlıktan vazgeçen Helsinki, Kuzey komşusu İsveç ile birlikte Mayıs 2022’de NATO’ya katılmayı seçti. Hükümetin Niinistö tarafından onaylanan ve vatandaşlar tarafından güçlü bir şekilde desteklenen kararı, Moskova’nın aynı yıl 24 Şubat’ta Ukrayna’ya yönelik başlayan saldırısının doğrudan bir sonucuydu.
Finlandiya, geçen yılın nisan ayında Batı askeri ittifakının 31’inci üyesi oldu; bu durum Rusya ve Başkan Vladimir Putin’i oldukça rahatsız etti.