Günay DEMİRBAĞ
Ceylin Ceylanoğlu’nun farklı bir işi var Renk ve İletişim Müdürü. Doğanın içerisinden, kültür ve geleneklerle harmanlanmış renkleri evlerimize, ofislerimize kısacası hayatımızın içerisine taşıyor. Jotun’un yurt dışında bulunan özel renk teknolojisi laboratuvarlarında üretilen koleksiyonlar yılın moda renklerini de yansıtıyor. Ceylanoğlu ile renkler üzerine bir sohbet gerçekleştirdik.
Ceylin Hanım öncelikle sizi ve mesleğinizi tanıyabilir miyiz?
Jotun Türkiye’de Renk ve İletişim Müdürü ve aynı zamanda renk uzmanıyım. Sorumluluklarımın bir bölümü Jotun’un pazarlama iletişimi faaliyetlerinden, diğer bölümü de renk danışmanlığı ve koleksiyon tasarlamaktan oluşuyor. Trendlere ve renklere olan kişisel ilgimi mesleğime yansıtmak ve iletişim stratejisini buna göre kurgulamak hem yaratıcılığımı artırıyor hem de işimi daha zevkli hale getiriyor.
Renk koleksiyonu ne demek ve nasıl oluşturduğunuzu anlatır mısınız?
Her yıl, içinde benim de bulunduğum tüm dünyadan renk ve trend ekibimiz ile küresel renk ve tasarım trendleri, bunları doğuran davranış ve durumlar üzerine kapsamlı araştırmalar yapıyoruz. Bu araştırmalarımızdan çıkan sonuçları da Norveç’in Sandefjord şehrinde bulunan Jotun merkezinde, özel renk teknolojisi laboratuvarımızda duvarlarda en güzel duracak renklere dönüştürüyor ve o yılın trendlerini temsil eden renklerden bir koleksiyon oluşturuyoruz.
Renklerimiz belli olduktan sonra; ünlü tasarımcı ikili Krakvik d’Orazio ile renkleri ve koleksiyonu en iyi yansıtacak mekânları hayata geçirip, koleksiyonlarımızda gördüğünüz görsel dünyayı hazırlıyoruz.
Renk ailelerinizi tasarlarken hangi ilham kaynakları ve trendleri göz önünde bulunduruyorsunuz?
Hayatımız hızlandıkça evlerimiz bir nevi sakin limanlar haline geliyor. Evlerimizi artık sadece uyumak için değil, aynı zamanda zihinsel ve duygusal olarak dinlenmek, yeniden enerji toplamak için bir yaşam alanı olarak görüyoruz. Rahatlık, huzur ve güven hissederek, yaşamın telaşına ara verip kendimizi buluyoruz.
Tüm dünyada görüyoruz ki, artık evlerimizi güzelleştirmek için daha çok zaman harcıyoruz. Kullanacağımız renkleri özenle seçiyor, yaratıcılığımızı evlerimize yansıtmak istiyoruz. Biz de bu akımlardan hareketle, bu yılki renk koleksiyonumuzu tasarlarken binlerce ton ile olağanüstü manzaralar yaratan doğadan ilham aldık ve Tuval koleksiyonumuzu dünyadaki en yetenekli renk uzmanıyla, doğayla tasarladık.
Koleksiyonların renk seçimlerinde hangi stratejileri kullandınız?
Koleksiyonlarımızı her yıl farklı trendleri araştırarak oluştursak da, seçtiğimiz renklerimizin zamansız olmasına dikkat ediyoruz. Koleksiyonlarımızdaki her rengi, insanların tercih ettikleri atmosferi yaratabilmeleri için özenle seçiyoruz. Farklı duygu ve atmosferleri yansıtan renkleri bir araya getiriyoruz: sakinlik, ferahlık, enerji veya sadelik gibi. Örneğin, bir odanızda sakinlik hissi yaratmak için mavi renk, başka bir odanızda enerjik bir ortam için aynı koleksiyondan kırmızı rengimizi seçebilmeniz mümkün. Bir koleksiyonumuzdaki tüm renkleri birbiriyle uyumlu olacak şekilde tasarlıyoruz; bu sayede evinizde farklı odalarda farklı duygular yansıtırken aynı zamanda bir renk harmonisi oluşturmuş oluyorsunuz.
Farklı kültürlerden ve bölgelerden ilham alarak global bir renk paleti oluştururken, hangi yöntemleri tercih ediliyor?
Global bir koleksiyon oluştururken renk ekibimizle dünyanın farklı bölgelerindeki toplumların yaşam tarzlarını gözlemliyoruz. Farklı kültürleri anlayarak renk algılarını ve kullanımlarını inceliyoruz. İnsanların yöneldikleri renkleri, hatta daha genel olarak akımları tecrübe ediyoruz.
Mimar ve tasarımcılarla çok yakın çalışan bir markayız; bu sayede farklı bölgelerdeki tasarım diline, trendlerine ve yerel mimariye hâkim olmak kolaylaşıyor. Yıl içinde hem renk ekibimizle hem de tasarımcı ve mimarlarla sürekli iletişimde olarak bilgi alışverişi yapıyoruz ve çalışmalarımızı bir araya getiriyoruz.
Bu süreçte renk seçimlerinde farklılıklarla karşılaşabiliyoruz. Tercihler dünyanın neresinde yaşadığımıza göre değişse de günümüzde kültürlerarası iletişimin artmasıyla birlikte bu farklar daha az belirgin hale geliyor. Yine de bölgesel farklılıklardan bahsedebilirim; örneğin İskandinavya’da güneş ışığı açısı evlere çok dik geliyor, ışığı yansıtmaması için olabilecek en mat boyalar tercih ediliyor. Diğer yandan özellikle mavi tonları çok seviyorlar. Türkiye’de gri, bej, toprak tonları çok ön plana çıkarken, belirli alanlarla sınırlı olduğunda Türk tüketiciler yeni renkleri mekânlarında denemekten çekinmiyorlar. Bu alanlarda da genelde mavi ve yeşil tonlarının çok kullanıldığını görüyoruz. Orta Doğu’da daha fazla kum tonlarının kullanıldığını görüyoruz. Güney Doğu Asya’da ise çok canlı renkler tercih edilebiliyor. Bu nedenle global renk koleksiyonumuz dışında, o bölgeye özel koleksiyonlar da tasarlıyoruz.
“Farklı renklere içgüdüsel olarak tepki veriyoruz”
Renklerin insan psikolojisi ve duygular üzerindeki etkisini anlamak, tasarım süreçlerimiz için çok önemli. Biliyoruz ki, bilinçli veya bilinçsiz olarak hissettiklerimizi dışavurmak ve hatta bazen ruh halimizi değiştirmek için renkleri kullanıyoruz; çünkü farklı renklere duygusal ve içgüdüsel olarak tepki veriyoruz. Kırmızılar bize enerji verirken, maviler bizi sakinleştiriyor. Sarılar ruh halimizi yükseltip yaratıcılığımıza ilham veriyor; yeşiller zihnimizi temizleyip bizi dinlendiriyor.
Bir koleksiyon oluştururken farklı duyguları yansıtan renklere yer veriyoruz. Hem enerji veren hem de sakinleştiren renkleri koleksiyonda bir araya getirerek bir yaşam alanında yaratılmak istenilen duyguyu sağlayan renkleri sunuyoruz.
Yaşam alanlarında ideal olan renklerden ve 2024 moda renklerinden bahseder misiniz?
Bu yılki Tuval renk koleksiyonumuzla herkesin içindeki sanatçıya sesleniyoruz. Evlerine yaratıcılıklarını yansıtmak isteyen herkese ilham verecek bu koleksiyonumuz, bu sene özel olarak tasarlanan 10 yeni renk ile birlikte doğadan gelen toplamda 23 renkten oluşuyor.
Yaptığımız araştırmalarda dünyadaki tüm eğilimlerin tek bir yönde ilerlediğini görüyoruz: İnsanlar daha iyi bir hayat istiyor. Yapay trendlere uymayı reddediyor ve yaratıcılıklarını kendi hayatlarına yansıtmak istiyorlar. Günlük hayatımızda bizi rahatlatan, kendimizi ifade edebileceğimiz her şeyi yapıyoruz: yemek, müzik, kendimize ait bir alan yaratmak ve renkler… Biz de, doğanın nefes almak için ziyaret ettiğimiz yerlerden biri olduğunu çok iyi biliyoruz. Bu nedenle bu yılın ana renkleri yeşil tonları diyebilirim.
“Hepimizin çocukluğundan beri favori renkleri var”
Renk bilimi ve sanatına dayalı olarak, kullanıcıların farklı renkleri nasıl bir araya getirebileceklerine dair rehberlik etmek için hangi yöntemleri ve prensipleri kullanıyorsunuz?
Aslında konu renkler olduğunda hepimizin az çok tercihleri belli oluyor. Sonuçta hepimizin çocukluğundan beri favori renkleri var. Sadece bunları bir arada kullanırken emin olamıyoruz ve birilerinin onaylamasını istiyoruz. Renklerin uygulanmış hallerini, resimlerini görüp ilham almaya ihtiyacımız oluyor. Bizim her yıl global renk lansmanı yapmamızın arkasında yatan temel neden de bu. İnsanlara ilham vermek ve renklerimizi deneyimlemelerini sağlamak.
Bu yılki koleksiyonumuz, renk teorisinin temellerine dayanıyor. İstiyoruz ki herkes renkler hakkında birkaç pratik bilgi sahibi olsun ve renk seçimlerini daha fazla özgüvenle yapsın. Bu nedenle Tuval koleksiyonumuzda doğadan gelen renklerle ilham verirken aynı zamanda renk biliminin pratik bilgilerini anlatıyoruz.
Yüzyıllardır, renk çemberi bize benzer renklerin birbirini nasıl güçlendirebileceğini ve zıt renklerin dokunaklı, tamamlayıcı kontrastlar yaratabileceğini gösteriyor. Hem koleksiyonumuzda hem de yıl içinde dijital platformlardaki içeriklerimizde bu bilgilere yer veriyoruz. Nötr renkler, komşu renkler, kontrast renkler gibi temel bilgileri Tuval koleksiyonumuzdaki renklerden örneklerle Instagram ve Youtube videolarımızda anlatıyoruz.
Jotun’un sanat ve sürdürülebilirliğe yaklaşımından bahseder misiniz?
Sürdürülebilirlik şirketimizin temel bir parçası. Ürünlerimizin çevreye ve insan sağlığına duyarlı olmasına büyük önem veriyoruz. Tüm dünyada geçerli Jotun YeşilAdımlar (Jotun GreenSteps) sürdürülebilirlik politikamız ile daha az solvent emisyonu, enerji verimliliği, karbon ayak izinin azaltılması, atıkların geri dönüşümü ve daha az zararlı madde kullanımını üretim sürecimizin kriterleri olarak kullanıyoruz. YeşilAdımlar projemizi hem şirket içinde hem de tüketicilere iklim farkındalığı yaratmak amacıyla 2016 yılından beri yürütüyoruz. Bu doğrultuda, 2016 yılından beri farklı bir yeşil amaç için YeşilAdımlar sosyal sorumluluk kampanyamızı hayata geçiriyoruz. Şimdiye kadar TEMA Vakfı, Sualtı Temizlik Bilinçlendirme ve Hareketi Derneği, Buğday Derneği, Ecodrone gibi oluşumlarla yaptığımız çeşitli işbirlikleriyle kolektif bir çevre bilinci yaratmayı amaçlıyoruz. Önümüzdeki dönemde de hem çevreye hem de toplumumuza fayda sağlayacak yeni yeşil hedeflerle farklı kampanyalar yapmayı planlıyoruz.
Sorumluluklarımızın bir parçası olarak, kültür ve sanat çalışmalarımıza büyük önem veriyoruz. Türkiye’de çoğu sanat galerisinin, müze ve sergilerin renk partneriyiz, buna ek olarak genç sanatçıları destekliyor ve bundan gurur duyuyoruz. Sanat bizim için aynı zamanda insanlarla derin ve anlamlı bir bağ kurmanın yolu. Bu alandaki çalışmalarımıza her yıl yenilerini ekleyerek sanatın her alanına destek olmaya devam ediyoruz.