Netflix’in Bridgerton dizisi milyonlarca izleyiciye sahip. Peki dizideki Kraliçe Charlotte ve Kral III. George’un aslında gerçekten tarihin tozlu raflarında yattığını biliyor muydunuz? Buyurun…?
Kaynak: https://www.nationalgeographic.com/hi…
Netflix’in Bridgerton dizisini bilmeyen yoktur. Julia Quinn’in romanlarından esinlenerek ortaya çıkan dizide, Bridgerton kardeşlerin İngiltere sosyetesinde kurdukları duygusal bağları izliyoruz.
Dizide Kraliçe Charlotte’ın yanı sıra,
Kral George karakteri de bulunuyor…
Peki bu karakterlerin aslında tarihin tozlu raflarında gerçekten yer aldığını biliyor muydunuz?
Mecklenburg-Strelitz kökenli kraliyet ailesinden gelen Kraliçe Charlotte, III. George’un da eşiydi.
Kraliçe 1744 yılında Kuzey Almanya’da Mecklenburg-Strelitz’de dünyaya geldi.
1760 yılında III. George’un babasının ölümü, onu İngiltere Kralı konumuna taşıdı.
Charlotte’ın henüz tanınmışlığı yoktu. Bu nedenle de hiçbir siyasi bağlantısı olmadığı düşünülüyordu.
İngilizce bilmemesine ve düğün gününden önce kocasıyla hiç tanışmamış olmasına rağmen Charlotte artık Büyük Britanya ve İrlanda’nın kraliçesiydi.
Kraliçe Charlotte ve Kral George birbirlerine aşık mıydı?
Charlotte’ın kraliyet hayatının yarattığı can sıkıntısına rağmen çevredeki baskı ve beklentilerle başa çıkmak için kendi yollarını buldu.
Kral George’un “deliliği” hakkında ne biliyoruz?
Kral George bu hastalığı atlatsa da tekrardan nüksetti ve her şey geri dönülemez bir yola girdi.
Bu hastalık nöbetleri kraliçeyi tam anlamıyla harap etti.
Sonrasında oğulları IV. George tahtı bir süreliğine devraldı.
Kraliçe Charlotte gerçekten İngiltere’nin ilk siyahi kraliçesi miydi?
Kraliçe Charlotte’ın “Afrikalı” özellikleri taşıdığı söyleniyor.
Antalya’nın Alanya ilçesi merkezli 5 ilde düzenlenen ‘Kafes-32’ operasyonunda gözaltına alınan suç örgütü lideri İsmail Süner ile 11 şüpheli, adliyeye sevk edildi. Operasyonda, organize suç örgütünün esnafa baskı ve tehdit uyguladığı, kaçakçılık, uyuşturucu ve silah ele geçirme olaylarına karıştığı tespit edildi. Şüphelilerin ev ve iş yerlerinde yapılan aramalarda ruhsatsız tabanca, uyuşturucu madde ve dijital materyaller ele geçirildi.
Kaçakçılar, kendilerini yakalayan polise iftira atıp meslekten attırdı. Kaçakçıların kumpas kurduğunu itiraf etmesinin ardından polis göreve iade edildi.
İstanbul Bağcılar’da kayıp olarak aranırken, cesedi bulunan Pınar Damar’ı öldürdüğünü itiraf eden Metin Aydin, “Bayıldı sandım, öldüğünü anladığımda dünyam başıma yıkıldı. Adli Tıp Kurumu’nun önünde onu son bir kez görmek için bekliyordum” dedi. Mahkeme Adli Tıp Kurumu’na Pınar Damar’ın cinsel saldırıya uğrayıp uğramadığı konusunda detaylı rapor hazırlanmasına karar vererek duruşmayı erteledi.