İsrail güçlerinin saldırısı altındaki Gazze Şeridi’ne Mısır, Ürdün, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Fransa’ya ait uçaklardan paraşütle yardım indirildi. Pek çok Filistinli, yardımları alabilmek için sahile gitti. Yardımların bazılarının denize inmesi üzerine bazı Gazzeliler ufak balıkçı tekneleriyle, bazıları ise yüzerek yardımlara erişmeye çalıştı.
Ürdün Ordusu’ndan yapılan açıklamada da Gazze Şeridi’nin kuzey bölgelerine havadan insani yardım indirme operasyonuna Ürdün Kralı 2. Abdullah’ın da katıldığı bildirildi. Açıklamada, “Başkomutan Majesteleri Kral 2. Abdullah, Gazze Şeridi’ndeki halka yardım ve gıda yardımı sağlamak amacıyla Ürdün Kraliyet Hava Kuvvetleri’ne ait uçakların gerçekleştirdiği hava indirme operasyonlarına katıldı” ifadeleri kullanıldı.
UÇAKLAR AMMAN’DAN GAZZE’YE YARDIM İÇİN HAVALANDI
Anadolu Ajansı’nın aktardığına göre, açıklamada Kral’ın uçakların Kral 2. Abdullah Hava Üssü’nden kalkışından önce hazırlık ve yükleme aşamalarını doğrudan takip ettiği belirtilerek, “Uluslararası kardeş ve dost ülkelerin çabaları kapsamında, Gazze Şeridi halkının acılarını hafifletmeyi amaçlayan insani yardım operasyonunun bir parçası 3’ü Ürdün Kraliyet Hava Kuvvetleri’ne, 3’ü de Birleşik Arap Emirlikleri, Mısır ve Fransa’ya ait olmak üzere 6 adet C130 tipi uçak başkent Amman’dan havalandı” denildi.
Yardımların besin değeri yüksek hazır öğünler de dahil olmak üzere yardım ve gıda malzemeleri içerdiği belirtilen açıklamada, operasyonda yardımların Gazze Şeridi kıyılarına atılarak doğrudan halka ulaştırılmasının amaçlandığı ve uçakların alçak irtifalarda uçtuğu kaydedildi. Öte yandan, bu, Ürdün Kralı 2. Abdullah’ın Gazze Şeridi’ne insani yardımların indirilmesi operasyonlarına ikinci katılımı oldu.
FAO: GAZZE HALKI KITLIK RİSKİYLE KARŞI KARŞIYA
Dün Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde (BMGK) de “Silahlı Çatışmada Sivillerin Korunması” başlığı altında Gazze’de gıda güvensizliğin oluşturduğu riskler tartışıldı.
BM Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) Genel Müdür Yardımcısı Maurizio Martina, “Bugün Gazze halkı, çatışma nedeniyle korkunç boyutta gıda güvensizliği ve yüksek kıtlık riskiyle karşı karşıya” uyarısında bulundu. Bunun temel nedenlerini yoğun çatışmalarda artış, gıdaya, temel hizmetlere ve hayat kurtarıcı yardımlara erişimde azalma ve insanların temel hizmetlerden yoksun bir şekilde yetersiz tesislere izole edilmesi olarak sıralayan Martina, Entegre Gıda Güvenliği Aşama Sınıflandırması (IPC) ölçeğine göre Gazze’de 378 bin kişinin ‘felaket’ olarak adlandırılan 5’inci seviyede yer aldığına dikkat çekti.
Martina, bunun 5 evden birine tekabül ettiğini belirterek Gazze’de sivil altyapı, gıda üretim ve dağıtım tesisleri ile sulama tesislerinin bir kısmının yok edildiğini, diğerlerinin ise çok ağır hasar aldığını ya da erişim bulunmadığını dile getirdi. İsrail’in 9 Ekim’den bu yana uyguladığı kuşatmanın gıda ürünleri, elektrik ve yakıtı ya tamamen kestiğini ya da kısıtladığını kaydeden Martina, aynı zamanda su kısıtlamasının da sürdüğünü bildirdi.
‘MAHSUL ALANLARININ YÜZDE 55’İ HASAR GÖRMÜŞ DURUMDA’
Martina, 7 Ekim öncesine göre Gazze’deki su tedarikinin yüzde 7 düzeyine gerilediğini vurgulayarak, “Gazze’deki yeraltı suyunun yüzde 97’si insan tüketimine uygun değil” diye konuştu. Mevcut çatışma öncesinde Gazze’nin gıda üretiminde kendine yettiğini ifade eden Martina, mevcut durumun bunu çok ciddi düzeyde yok ettiğini söyledi.
Gazze’nin kuzeyinde tarım üretiminin en iyi ihtimalle mayısta çökeceğini öngördüklerini aktaran Martina, “15 Şubat itibarıyla Gazze’deki mahsul alanlarının yüzde 54.8’i hasar görmüş durumda” dedi. Martina, çatışmaların durması ve insani yardımın ulaşımının sağlanmasının kıtlığı engellemek için gerekli adımlar olduğunun altını çizdi.
WFP: GAZZE’DE KITLIK RİSKİ ARTIYOR
Dünya Gıda Programı (WFP) İcra Direktörü Yardımcısı Carl Skau da konuya ilişkin açıklamasında “Bugün Gazze’de neredeyse 2,2 milyonluk nüfusun tümü gıda yardımına muhtaç” ifadelerini kullandı. Skau, ateşkes anlaşması olması halinde WFP’nin operasyonlarını genişletmeye hazır olduğunu belirterek, “Kıtlık riski, Gazze’ye temel gıda ürünlerinin yeterli düzeyde sağlanamamasıyla artıyor” şeklinde konuştu.
WFP’nin 18-19 Şubat’ta yardım konvoylarının saldırıya uğradığını ve bunun ardından Gazze’nin kuzeyine yönelik operasyonlarını koşullar elverene kadar askıya almayı kararlaştırdığını belirten Skau, “Gazze’nin kuzeyine giden çalışanlarımız, koşulların felaket olduğunu bildirdi. Gıda ve temiz su çok sınırlı, gıdasızlık artıyor ve hastalık yaygın” dedi. Skau, Gazze’nin kuzeyine gıda ve diğer insani yardım malzemelerinin yeterli düzeyde ulaştırılması için acilen adım atılması gerektiğini kaydetti.
Bunun için ise insani yardım çalışanları için güvenli çalışma ortamı sağlanmasının şart olduğuna işaret eden Skau, aynı zamanda İsrailli yetkililerle yürütülen uyarı sisteminin uygulanması ve iletişim ağının istikrarlı olması gerektiğini söyledi.
Carl Skau, kıtlığı engellemek için çok daha fazla gıda tedarikine ihtiyaç olduğunun altını çizerek, sağlık dahil temel hizmetlerin tekrar inşa edilmesi gerektiğini bildirdi. Bunları sadece BM Mültecilere Yardım Ajansı’nın (UNRWA) yapabileceğine işaret eden Skau, BM Güvenlik Konseyi’nin 2018’de kabul ettiği 2417 sayılı kararın çatışma ve gıda güvensizliği arasındaki kısır döngüyü kırmayı amaçladığını hatırlattı. Skau, “Konsey’e bugün bu kararı uygulama çağrısında bulunuyoruz” ifadelerini kullandı.
OCHA: ATEŞKES ÇAĞRIMIZI YİNELİYORUZ
BM İnsani Yardım Koordinasyon Ofisi (OCHA) Cenevre Temsilcisi ve Koordinasyon Birimi Direktörü Ramesh Rajasingham ise “Gazze’de bugün nüfusun dörtte biri kıtlığın eşiğinde” uyarısında bulundu. Rajasingham, Gazze’nin kuzeyinde iki yaş altı çocuklardan 6’sından birinin şiddetli gıdasızlıkla mücadele ettiğinin altını çizdi.
Gazze’de çocuklar, kadınlar ve emziren anneler arasında gıdasızlığın hızla arttığına işaret eden Rajasingham, barınaklardaki aşırı kalabalık, soğuk hava, yetersiz beslenmenin salgın hastalıklar için elverişli bir ortam oluşturduğunu söyledi. Rajasingham, insani yardım çalışanlarının Gazze’ye erişim konusunda çok büyük engellerle karşılaştığını aktardı.
BM Güvenlik Konseyi, üye ülkeler ve uluslararası toplumun adım atmadan gerekli yardımın sağlanmasının mümkün olmayacağına işaret eden Rajasingham, “Bu nedenle ateşkes çağrımızı yineliyoruz. Eğer harekete geçilmezse Gazze’de yaygın kıtlığın ve daha fazla can kaybının kaçınılmaz olacağından endişe ediyoruz. 7 Ekim’den bu yana çatışma 30 bine yakın can aldı, 70 bine yakın yaralıya sebep oldu. Bu nedenle Konsey’in bu konuyu acil olarak ele alması gerekiyor” ifadelerini kullandı.
(DIŞ HABERLER SERVİSİ)